25 Mart 2010 Perşembe

sana pas veremedim çünkü lavaboda yaralarımı sarıyordum

iyi günler

iyi

bu sözcükler ne biçim de şey yapıyor ,



kaç kişinin acısının toplamını bir nefeste öksürmek var yüzüne

canla beslenen hüzün kuşları varmış diye öğrendiğimde yola çıkmıştım

bak ne diyeceğim

bu tür şeyler incecik çatlaklar yapıyor

sen bilmezsin çünkü çok bahsedemiyorum şu çağımda

iyi ,


parlement mavisiyle tutsak kırmızıyı karıştırıp seni yapmışlar

bunlar çok büyük uçurumlar

bizim hikayemizi ikibuçuk kişi satın almış

binikiyüzseksendokuz ülkede aynı anda gösterime girmiş

olma halinden yok soruşturup yaşlı başlı bir sorumluluğa dönüvermiş

insan bitmiş , insan suyu toprakla hemzemin


sana içimden lunapark çıkaracakken

ya korna çalıyor , ya onlar çınlıyor güzelim

bu denli güzel olunmaz , elbet ölüm yeşerecekken

yıkın ulan beni , kimim ben? diyemem

kainat kelamları şapkamın kenarları

gökkuşağından açıp , kumral sıcak güzelim

deniz yorgunluğunda tertemiz bir ürperti

ışıklar mı sönmüş , yakın hadi diyemem

beni el yordamıyla bulur

kapital hızlarda üzersin

kimseye söylemeyeceksen dilleneyim :


bisiklet kadar güzelsin.


iyi.

1 yorum: