17 Ocak 2010 Pazar

natürmort

kalabalığına bandırdığımın ocağında pişiyorum ,
işler vasat
sesler kısık
yüzler bin perspektifli aynalar
yan yana yanmaktalar

kendi eksenimde oynuyorum.

çift olmaya hasret düzerken
sanatı küstüren bir buğu var havalarda
siyah yine siyah , kara başka bir şey
ben-dışı maddeler yine o kafalarda

racon tamirattayken bir gece parlemente uyuyorum
odağında bir elmasın parlarken ay gibi ayı gibi
yine küçük odalarda tekrarlı kuru gürültü
avutulmasında dahi kırıklar bulduğum bu bütünü
tam da eşit olmayan parçalara bölüyorum
paylarla uğraşıyoruz
bazen hezeyan bazen garp bazen es
antik yunan'dan yola düşüp çizginin vardığı arabesk
bugün bana oramdan seslenmekte
dikkatsiz bir dikte
ve umudu temkinli yine de

sanatın azalmasını matematikle açıkladım
bunu bir tek sana anlattım
anlatmanın ağlattığı şu düzeyde bir merdivendeyiz
sen ben ve ellerimiz
bütünümüzü buruşturup çöpe atmakta

yine de bu bir kağıt şenliği

3 Ocak 2010 Pazar

albino köpek

tüketip de türeyin
katranlardan silkinip üreyin
damlarda birikip yığılın
ve kahkahalarla gülün aptallığa

- evet bilincindeyiz hezimetin
tek akıllı sen misin ?

soluklanıp acıyın
topraktan yığın yığın
har yuvarlanıyor

üstelik

nefesler nane ve baharat sıcaklığında


kalbi düşükken misinayla bağladı koynundan
astı boynuna
ulan halklar var , kalabalık yoğuruluyor kazan delik
hakkı sesinden kısıkken bağırıp da dağılıyorsun fırtınada

seni toplamamız için takım çalışması yapmalıyız

kulübemin kubbesinde mavi bir alıcı var
itiraz frekansından taş sektiriyorum en fazla iki defa
yeni yılı bilmeye çalışırken akıyor öteki sorular
ah canım ahali , yine de sana bedenim feda
kapsül kapsül farkındalık satılıyor marketlerde
dışarısı biraz izlanda biraz anadolu
ruhum madende
it gibi çalışıyor

itleri çok severim
bilhassa perspektif kırıkken
yıkılırken dünya
yeşerirken panayır