kalabalığına bandırdığımın ocağında pişiyorum ,
işler vasat
sesler kısık
yüzler bin perspektifli aynalar
yan yana yanmaktalar
kendi eksenimde oynuyorum.
çift olmaya hasret düzerken
sanatı küstüren bir buğu var havalarda
siyah yine siyah , kara başka bir şey
ben-dışı maddeler yine o kafalarda
racon tamirattayken bir gece parlemente uyuyorum
odağında bir elmasın parlarken ay gibi ayı gibi
yine küçük odalarda tekrarlı kuru gürültü
avutulmasında dahi kırıklar bulduğum bu bütünü
tam da eşit olmayan parçalara bölüyorum
paylarla uğraşıyoruz
bazen hezeyan bazen garp bazen es
antik yunan'dan yola düşüp çizginin vardığı arabesk
bugün bana oramdan seslenmekte
dikkatsiz bir dikte
ve umudu temkinli yine de
sanatın azalmasını matematikle açıkladım
bunu bir tek sana anlattım
anlatmanın ağlattığı şu düzeyde bir merdivendeyiz
sen ben ve ellerimiz
bütünümüzü buruşturup çöpe atmakta
yine de bu bir kağıt şenliği
17 Ocak 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder